Tafsir Dergisi http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir tr-TR Tue, 31 Dec 2024 10:06:00 +0000 OJS 3.3.0.7 http://blogs.law.harvard.edu/tech/rss 60 Makale Pdf Lafzın Kaynağının Belirlenmesi Açısından Kur’an Vahyinin Nitelikleri Üzerine Bir İnceleme http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir/article/view/48 <p>Bu araştırma, Kur’ân vahyinin lafzî aidiyetini ve özgünlüğünü tematik tefsir yöntemiyle incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın konusu, Kur’ân’ın Arapça bir kitap olarak indirilmesi, Kadir Gecesi’nde nazil olması, Levh-i Mahfûz’da korunması ve ayetlerin ayrıntılı şekilde açıklanması gibi temel niteliklerdir. Bu nitelikler, vahyin ilahi kaynağına dair önemli işaretler sunmaktadır. Araştırma, Kur’ân’ın bu özelliklerini dilsel, tarihsel ve teolojik bir bağlamda ele alarak, vahyin lafzî yönüne ilişkin tartışmalara katkı sağlamayı hedeflemektedir. Araştırmanın kapsamı, Kur’ân’ın dilsel ve yapısal özelliklerinin, vahyin ilahi bir kaynaktan geldiğini gösteren unsurlar çerçevesinde ele alınmasını içermektedir. Bu çerçevede, Kur’ân’ın Arapça olarak indirilmesi, vahyin hem anlam hem de lafız açısından özgünlüğünü destekleyen bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, Kadir Gecesi’nde nazil oluşu, Levh-i Mahfûz’da korunması ve ayetlerin detaylı açıklanmasının, vahyin zamansal ve mekânsal ötesi niteliğini yansıttığı belirtilmiştir. Araştırma, bu özellikleri bütüncül bir şekilde analiz ederek Kur’ân’ın lafzî aidiyeti ile ilgili mevcut tartışmalara yeni bir perspektif sunmaktadır. Bu çalışmada kullanılan yöntem, tematik tefsir yaklaşımıdır. Bu yöntem, Kur’ân’daki vahiy ile ilgili ayetlerin bir bütünlük içinde ele alınmasını ve detaylı bir şekilde analiz edilmesini sağlamaktadır. Araştırma kapsamında, lafzın kaynağı ve özgünlüğüne dair tartışmalara dayanak oluşturmak için klasik ve modern tefsir eserleri kullanılmıştır. Bu eserler, vahyin ilahi kaynağına işaret eden dilsel ve anlamsal unsurları belirlemek için temel referanslar olarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın önemi, Kur’ân’ın lafzî aidiyeti ve özgünlüğüne dair yapılan tartışmaları, tarihsel ve teolojik bir bağlamda yeniden ele almasıdır. Bu bağlamda, Kur’ân’ın metinsel bütünlüğü ve ilahi kaynağına dair iddialar, araştırmanın odak noktasıdır. Çalışma, Kur’ân’ın diğer kutsal metinlerden ayrılan özgünlüğüne dikkat çekmekte ve vahyin lafızları ile anlamının ilahi irade ile şekillendiğini vurgulamaktadır. Böylelikle, araştırma, Kur’ân’ın kıyamete kadar değişmeden korunacağı inancını desteklemeyi amaçlamaktadır.</p> BUSRA OZDEMİR Telif Hakkı (c) 2024 Tafsir Dergisi http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir/article/view/48 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0000 Makale Pdf M.Abdullah Draz’ın Amelî Ahlâkın Bir Alanı Olarak Devlet Ahlâkına İlişkin Âyetleri Tahlili’ne İnsan-İnsan İlişkileri Açısından Bir Bakış http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir/article/view/50 <p>İslâm düşünce geleneği içinde ahlâk, kişinin davranışlarını şekillendiren, toplumsal normları belirleyen ve insanların Allah'a karşı sorumluluklarını yerine getirmelerini teşvik eden önemli bir disiplindir. İslam düşünce insanları, ahlâkın teorik ve pratik yönlerini içerik ve metot olarak farklı biçimlerde incelemişlerdir. Draz, Kur’ân Ahlâkı kitabında ahlâkın teorik ve pratik yönlerini iki temel başlıkta ele almakta ve ahlâkı alanlara ayırmaktadır. Draz’ın Kur’ân’ı Kerim’in pratik kurallarını ele alış metodu diğerlerinkinden oldukça farklıdır. O amelî ahlâkın alanlarını; ferdî ahlâk, aile ahlâkı, sosyal ahlâk, devlet ahlâkı ve dini ahlâk olarak incelemiştir. Draz’ın bu tasnifi, hem batılı hem de İslam bilim ve düşünce insanlarının ondan metot ve içerik olarak etkilendikleri, problemi yeni bir anlayışla ele aldıkları için önemlidir. Makalede Draz’ın amelî ahlâkın bir alanı olarak zikrettiği devlet ahlâkıyla ilgili ayetlerin tahlili birey ve kurumlar zaviyesinden incelenmiştir. Bu aşamada insan-insan münasebetini yöneten ahlâkî ve hukuki alandaki Kur’ânî ilkeler: ‘emirler’, ‘yasaklar’ ve ‘öğütler’ başlıkları altında analiz edilmiştir. Draz’ın bu konuda yer verdiği âyetlerin her biri Kur’ân’dan bir değer olarak anlaşılmalıdır. Böylece Kur’ân’ın temel mevzularından birisi olan insan-insan ilişkisi ile ilgili ahlâkî ve hukukî alanda bir inceleme ve değerlendirme imkânı da elde edilmiştir. Makalede genel itibariyle açıklayıcı ve betimleyici bir yöntem takip edilmiştir.</p> Hasan Rıza Özdemir Telif Hakkı (c) 2024 Tafsir Dergisi http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir/article/view/50 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0000 Makale Mütercim Âsım Efendinin Kâmûsu’l-Muhît İsimli Sözlüğündeki Kıraat ve Tefsir Kavramlarına Genel Bir Bakış http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir/article/view/52 <p>Kıraat ilminin konusu Kur’an’ın tilavetidir. Amacı ise; Allah’ın kelâmı olan Kur’an’ın hatalardan uzak tutularak okunmasıdır. Amacı Kur’an’daki kapalı manaları izah ederek onun manalarının anlaşılmasını sağlamak olan tefsir ilminin konusu ise Kur’an’ın anlaşılmasını hedefleyen yöntem ve tekniklerdir. Kıraat ve tefsir alimleri, muhatapların Kur’an’ı hatasız okuyabilmesi, manasını anlayabilmesi ve Kur’an kavramalarının anlaşılması için önemli çalışmalar ortaya koymuşlardır. Bu çalışmalar kimi zaman salt lügat düzeyinde kavramsal çalışmalar şeklinde olmuş, kimi zaman da anlaşılmasında güçlük çekilen durumlarda tefsir ilminin bilgi ve yöntemlerinden istifade edilmiştir. Tarihî süreç içerisinde gelişen, özellikle Arap dilini muhafaza amacı ile başlayan lügat çalışmaları esnasında dilbilimciler de Kuran’a temel başvuru kaynağı olarak müracaat etmişlerdir. Karşılıklı ihtiyaçtan doğan bu münasebet dilbilimcilerle kıraat ve tefsir alimlerini iş birliği yapmaya sevk etmiştir. Netice itibariyle dilbilimciler kavramlarını Kur’an ile destekleyip zenginleştirirken, İslam alimleri de hem lafız hem de tilavet çeşitliliği ve Kur’an’ın anlaşılması ve hatadan korunması noktasında dilbilimsel çalışmalara başvurmuşlardır. Bu çalışma ile Osmanlı Türkçesi’nin önemli eserlerinden biri olan ve Mütercim Âsım Efendi tarafından tercüme edilen el-<em>Okyânûsu’l-Basît fî Tercemeti Kâmûsu’l-Muhît (Kâmus Tercümesi)</em> adlı sözlüğündeki kıraat ve tefsir kavramlarını ele alış biçimi incelenmiştir. Mütercim Âsım Efendi tercüme sözlüğünde, klasik Arap lügat geleneğinden yararlanarak, kıraat ve tefsir kavramlarını hem literal hem de teknik anlamda açıklamalar sunmaktadır. Makalede öncelikle Mütercim Âsım Efendi’nin hayatı, ilmî kişiliği ve eserleri tanıtılmış; daha sonra genelde lügatlerin ilim dallarına, özelde ise Âsım Efendi’nin <em>Kâmûsu’l-Muhît</em> isimli sözlüğünün kıraat ve tefsir ilmine kaynaklık değeri incelenmiştir. Kavramlardan örnekler verilerek bahsi geçen lügatın kavramları açıklama tarzı araştırılmıştır. Sonuç olarak, <em>Kâmûsu’l-Muhît</em> tercümesinin, kıraat ve tefsir ilimlerinin dilsel temellerinin anlaşılmasında rol oynadığı vurgulanmış ve bu eserin ilgili ilimlere kaynaklık değeri öne çıkarılmıştır. Çalışma, İslâmî ilimlerde dilsel çalışmaların önemini bir kez daha ortaya koyarak, bu alanlardaki yeni yaklaşımlar için bir öneri sunmaktadır.</p> <p><strong> </strong></p> Hatice Gök Telif Hakkı (c) 2024 Tafsir Dergisi http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir/article/view/52 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0000 Makale Pdf Asr Suresi Bağlamında Zaman Yönetimi http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir/article/view/42 <p><strong>Öz</strong></p> <p>Zaman, insanlık tarihi boyunca dünüyle, bugünüyle ve yarınıyla hayatın ta kendisi olmuştur. İnsan onunla kendi varlığından haberdar olur. Kimi zaman sevinci, mutluluğu; kederi ve üzüntüyü yaşar, En önemlisi de onunla hayra ya da şerre kapı aralar. Zamanın telafisi, tekrarı ve değiştirilebilme özelliğinin olmayışı onu değerli kılmıştır. Tüketildikçe de bu değer daha da artmıştır. Bu denli değerli olan zaman Allah Teâlâ tarafından insana emanet edilirken gayesiz verilmemiştir. İnsan bu değerli emaneti iman, inanç, düşünce ve fikri dünyasıyla zenginleştirmelidir. Allah’ın rızasına uygun ve Allah’ın elçisinin örnekliğinde şekillendirmeli ve yönetmelidir. Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Kerim’in özü mahiyetinde olan Asr sûresiyle insana dünya ve ahiret hayatının kurtuluşu için zamanı şekillendirmesi ve onu yönetmesi için gereken dört unsuru beyan etmiştir. Bunlar iman, salih amel, hayır ve sabrın tavsiye edilmesidir. Bu unsurlar doğrultusunda zamanı yöneten insan salih bir kul olmanın verdiği güçlü bir kimliğe ulaşır. Böylece Eşref-i mahlûkat olma özelliğini de devam ettirmiş olur. Bu makalede insanın zamanını nasıl şekillendirmesi ve onu nasıl yöneteceğini Asr sûresi bağlamında incelemeye çalışacağız. </p> Emine Yavuz Telif Hakkı (c) 2024 Tafsir Dergisi http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir/article/view/42 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0000 Makale Sünni ve Şii Tefsir Literatüründe İfk Hadisesinin Yorumu: Mevdudi (1903/1979) ve Kummi (ö. 290/903) Örneği http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir/article/view/47 <p>Hz. Peygamber (s.a.v.), peygamberlik süresi boyunca pek çok iftiraya maruz kalmıştır. Bu iftiralar sadece Hz. Peygamberin kendisiyle de sınırlı kalmamış ailesi ve çevresindekilere de sıçramıştır. İftiraları ortaya atanlar ise çoğunlukla münafıklar ve İslâm’a zarar vermek isteyen gruplar olmuştur. Mekke dönemindeki iftiralar genellikle fiziksel ve sözlü iftiralar iken, Medine dönemine gelindiğinde ise iftiraların Hz. Peygamber’i manevi açıdan yıpratmak için propaganda aracına dönüştüğü ve dedikodu şeklinde yayıldığı görülmüştür. Bu iftiraların başında Hz. Peygamber’in eşi, müminlerin annesi Hz. Âişe’i hedef alan ve ifk hadisesi olarak bilinen olay gelmektedir. İfk hadisesiyle ilgili olarak ismi zikrolunan kişilerden biri de Hz. Peygamber’in bir diğer eşi Hz. Mâriye’dir. Sünni kaynaklarda, iftirayı ortaya çıkaran ve yayanlar hakkında herhangi bilgi geçmemektedir. Şii kaynaklarda iftirayı başlatanlar iki grupta verilmiştir. Bunlardan birincisi Sünni kaynaklarla eşdeğer olarak izah edilmiştir. İkinci grubu ise ifk hadisesinde iftiraya maruz kalan kişinin Hz. Âişe değil de Hz. Mâriye olduğu görüşünde olanlar oluşturmaktadır. Konuyla ilgili daha önce yapılmış çalışmalara bakıldığında ise ilgili çalışmaların bu açıdan eksik veya sınırlı olduğu görülmüştür. Bu çalışmada Sünni tefsirlerde ifk hadisesinin kime atfedildiğinin yanında Şii tefsirler çerçevesinde ifk hadisesinin nasıl değerlendirildiği ve bu değerlendirmelerin var olan farklılıklarının hangi gerekçelere dayandığı, tespit edebildiğimiz kadarıyla izah edeceğiz. Çalışmanın sınırlandırılması gereğince Şii müfessirlerden Kummi (ö. 290/903), Tabersi (ö. 548/1154) ve Tabatabai’nin (1904/1981) tefsirleri ve Sünni müfessirlerden de başta Mevdudi (1903/1979) olmak üzere, Zemahşeri (ö. 538/1144), İbn Kesir (ö. 671/1273) ve Seyyid Kutub’un (1906-1966) tefsirleri esas alınmıştır</p> Enise Erden Telif Hakkı (c) 2024 Tafsir Dergisi http://www.tafsirdergisi.com/index.php/tafsir/article/view/47 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0000