Makale Sünni ve Şii Tefsir Literatüründe İfk Hadisesinin Yorumu: Mevdudi (1903/1979) ve Kummi (ö. 290/903) Örneği

Interpretation of the Ifk Incident in Sunni and Shiite Literature: The Example of Mawdudi (1903/1979) and Kummi (ö. 290/903)

Yazarlar

  • Enise Erden Üniversite

Anahtar Kelimeler:

Şii- Sünni- İfk- Tefsir- Hz. Âişe bint Ebu Bekir- Hz. Mâriye bint Şem’un

Özet

Hz. Peygamber (s.a.v.), peygamberlik süresi boyunca pek çok iftiraya maruz kalmıştır. Bu iftiralar sadece Hz. Peygamberin kendisiyle de sınırlı kalmamış ailesi ve çevresindekilere de sıçramıştır.  İftiraları ortaya atanlar ise çoğunlukla münafıklar ve İslâm’a zarar vermek isteyen gruplar olmuştur. Mekke dönemindeki iftiralar genellikle fiziksel ve sözlü iftiralar iken, Medine dönemine gelindiğinde ise iftiraların Hz. Peygamber’i manevi açıdan yıpratmak için propaganda aracına dönüştüğü ve dedikodu şeklinde yayıldığı görülmüştür. Bu iftiraların başında Hz. Peygamber’in eşi, müminlerin annesi Hz. Âişe’i hedef alan ve ifk hadisesi olarak bilinen olay gelmektedir. İfk hadisesiyle ilgili olarak ismi zikrolunan kişilerden biri de Hz. Peygamber’in bir diğer eşi Hz. Mâriye’dir. Sünni kaynaklarda, iftirayı ortaya çıkaran ve yayanlar hakkında herhangi bilgi geçmemektedir. Şii kaynaklarda iftirayı başlatanlar iki grupta verilmiştir. Bunlardan birincisi Sünni kaynaklarla eşdeğer olarak izah edilmiştir. İkinci grubu ise ifk hadisesinde iftiraya maruz kalan kişinin Hz. Âişe değil de Hz. Mâriye olduğu görüşünde olanlar oluşturmaktadır. Konuyla ilgili daha önce yapılmış çalışmalara bakıldığında ise ilgili çalışmaların bu açıdan eksik veya sınırlı olduğu görülmüştür. Bu çalışmada Sünni tefsirlerde ifk hadisesinin kime atfedildiğinin yanında Şii tefsirler çerçevesinde ifk hadisesinin nasıl değerlendirildiği ve bu değerlendirmelerin var olan farklılıklarının hangi gerekçelere dayandığı, tespit edebildiğimiz kadarıyla izah edeceğiz. Çalışmanın sınırlandırılması gereğince Şii müfessirlerden Kummi (ö. 290/903), Tabersi (ö. 548/1154) ve Tabatabai’nin (1904/1981) tefsirleri ve Sünni müfessirlerden de başta Mevdudi (1903/1979) olmak üzere, Zemahşeri (ö. 538/1144), İbn Kesir (ö. 671/1273) ve Seyyid Kutub’un (1906-1966) tefsirleri esas alınmıştır

Yayınlanmış

2024-12-31